Polikistik Over Sendromu, Gebelik ve Tüp Bebek

Polikistik over sendromu ve üreme sağlığıyla ilgili merak edilenleri İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi'nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Aret Kamar bilgi veriyor.

Polikistlik over sendromu nedir? Daha çok hangi yaş grubundaki kadınlarda ortaya çıkar?

“Polikistlik over sendromu adından korkulan, aslında biz hekimler için varlığı simge eden bir durum. Çünkü polikistik over sendromu demek, doğuştan gelen bol yumurtamız var demek. Rezervimiz yüksek demek. Takdir edersiniz ki, biz bir şeyin yokluğuyla uğraşmaktansa bolluğuyla uğraşmayı daha çok tercih ederiz. Gerçekte polikistik over sendromuyla doğulur. Menopoza girene kadar da polikistik over sendromuyla mücadele edilir. Çünkü polikistik over sendromu doğumsal olarak gelen, gençlik çağlarındaki kızlarda düzensiz adet görmeye,  “Yemiyorum, yediklerime dikkat ediyorum ama kilo alıyorum”şikayetlerine ve tüylenmeye yol açan bir sorun.  Kısacası, polikistik over sendromu gençlik dönemlerinde düzensiz adet görme ve tüyleme gibi problemlerle ortaya çıkan bir hastalık. 

Doğurgan yaş geldiğinde tabii kadınların en büyük arzusu çocuk sahibi olmak oluyor. Polikistik olanlar içinde azımsanamayacak miktarda kadın normal yumurtlayabiliyor. Bu, tüm hastaların neredeyse yarısına eşit. Yani polikistik over sendromu, o kadının hamile kalamayacağı anlamına gelmiyor. Düzenli adet gören polikistik overli kadınlar gebe kalabilirler. Diğer tarafta bu problemi olan kadınların yarısı ise ya hiç ya da düzenli adet görmez. Bir kısmı iki ayda bir adet görürken, bir kısmı ilaç vermezsen hiç adet olmaz. Dolayısıyla bu gruba girenlerde haplarla veya iğnelerle yumurtalığı çalıştırmak, yumurtlama fonksiyonunu uyarmak lazım ki, gebe kalabilsinler. Tabii eşlerinin spermleri normalse ve tüplerinde, rahimlerinde ekstra başka bir problem yoksa. Çünkü eğer onlarda da bir problem varsa tedavi yumurtalıkların uyarılmasıyla sınırlı kalmayacak, artık tüp bebeğede doğru gidilecektir.  Polikistik over ilerleyen yaşlardaki kadınlarda ise metabolik problemlerle karşımıza çıkar. Çünkü polikistik over  sendromunun temelinde aslında insülin hormonuna karşı direnç söz konusudur. Ve bu nedenle kadınların yağ ve şeker metabolizmaları bozuktur. Polikistik over sendromlu kadınlarda gebelik diyabetinin ve ileri yaşlarda diyabet hastalığının gelişme ihtimali yüksektir. Lipid metabolizması bozuklukluğuna bağlı olarak  damar sertliği, enfarktüs gibi komplikasyonların daha sık olma ihtimali fazladır. Bu yüzden beslenmeye ve adetlerin düzenlenmesine dikkat edilmesi polikistik over sendromunun metabolik problemlerinin önlenmesi açısından önemlidir.”

POLİKİSTİK OVERLE GELEN SAĞLIK PROBLEMLERİNE DİKKAT!

Bir diğer problemde düzensiz adet görmekten kaynaklanan endometrial yani rahmin iç tabakasının hiperplaziye uğrayarak kanser gelişme riskidir.  Düzensiz adet görme, hormon duyarlı olan memelerin aşırı uyarılmasından kaynaklanan kanser riskini de yükselir. Genç yaşlardan itibaren adet düzensizliğinin tedavi edilmesi bu açılardan da büyük önem taşır.

Tüylenme sorunu yaşayan genç kadınlarda ilaç kullanılması lazım. Doğurgan yaşta çocuk sahibi olunabilmesi için tedavi olunması lazım. Düzensiz adet problemi ileri yaşlarda söz konusuysa  mutlaka düzeltilmesi lazım. Polikistik overin yaratacağı tüm bu sıkıntılardan uzak kalınması için gerekirse insülin direncine yönelik ilaçlar kullanılarak metabolik süreç düzenlenmelidir. Madem ki bazı kadınlar polikistik over ile doğuyor, polikistik over yaşam boyunca beraberlerinde oluyor,  bununla yaşamayı öğrenirken tedavisinin  yapılmasının önemi unutulmamalıdır.”

GENÇ KIZLARDA ERKEK TİPİ TÜYLENME POLİKİSTİK OVER BELİRTİSİ

Biraz önce vurguladığınız bir şey dikkatimi çekti. Özellikle genç kızlardaki aşırı tüylenmenin polikistik over belirtisi olabileceğini söylediniz. Çoğu genç kız tüylenme problemine çözüm olarak lazer epilasyon merkezlerine gidiyor. Sonuçta eğer bir polikistik over varsa tedavi olamıyor. Öğrenmek istediğim şu. Polikistik over kaynaklı tüylenmenin şekli normal tüylenmeden farklı mıdır? Daha çok vücudun hangi bölgelerinde tüylenme olur? 

“Polikistik overin yol açtığı tüylenme normal tüylenmeden farklıdır. Burada erkek tipi tüplenmeden bahsediyoruz. Koltuk altındaki tüyler her kadını rahatsız eder ve epilasyon yaptırabilirler. Ama kolun üst tarafındaki tüyler erkek tipi tüylenmedir. Dizin altındaki tüylenme normaldir, eğer fazlaysa epilasyon yaptırabilirler ama dizin üst tarafı, kalçalar, bel, iki göğüs arası, göğüslerin etrafı, karnın ön tarafındaki, yanaklardaki sakal bölgesindeki ve bıyık bölgesindeki tüylenmeler androjenlerin yüksek olmasından kaynaklı “erkek tipi tüylenmelerdir”. Yine erkeklik hormonlarının yüksek olmasına bağlı saçların dökülmesi, seyrelmesi, yanlardan açılmaya başlaması gibi durumlarda erkek tipi tüylenmenin yani  androjen yüksekliğinin belirtileridir. Bunların tedavisi epilasyon değildir. Bunlara hormonal çare bulmak lazım. Ama maalesef devrimiz hız devri olduğu için artık herkes istediğine, istediği anda ulaşmak istiyor. Tabiki tıbbi bir tedavi alan genç kadınlarda bu tüyün olduğu yerde çürümesi, dökülmesi gibi bir şey söz konusu değil. Cildimizdeki tüylerin döngüleri yaklaşık 3 aydır. Yani bir tüyün çıkmaya başlaması, uzaması, zamanı geldiğinde dökülmesi ve yerine yeni bir tüyün gelmesi 3 ay sürer. Öyleyse bu ay iğne ya da ilaç kullanmaya başlayan bir genç kadının  cildinde bulunan tüyler o anda incelip yok olmazlar. O ilaçlar, tüy döngüsü bittiğinde  yeni gelen tüylerin daha ince, daha zayıf olmasına neden olur. Tedaviye devam edildiğinde her yeni çıkan tüy bir öncekilerden daha ince olmaktadır. Bir süre sonra siyah kıl gibi olan tüyler yerine ciltte normal tüylenme görülmeye başlar. 

Dolayısıyla ilaç tedavisi bir süreçtir. İlaç tedavisi olurken sabırlı olmak lazım. Çünkü ilaç tedavinin belirtileri  3 ay sonra görülmeye başlar ve bu tedavi 1-2 sene sürebilir. Peki  bunu yapmadan epilasyona giden genç kadınlarda ne olur?  Şimdi bu Yunanistan içinde geçerli. Çünkü Yunanistan da bir Akdeniz ülkesi. Akdeniz kuşağında tüylenme biraz daha fazladır. Epilasyona başlayan genç kadınlarda  vücuttaki hormonlar yeniden tüy yapar. Bu sefer çoğu genç kadın “Epilasyona gittim ama bir işe yaramadı” diye yakınır. Polikistik over sendromu olan genç kadınların  epilasyon yaptırmadan önce mutlaka tedavi olmaları lazım. Çünkü tıbbi tedavi yeni tüylerin çıkmasını engeller ya da yavaşlatır. Ondan sonra, epilasyona gidebilirler.”

POLİKİSTİK OVER ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA ENGEL Mİ?

Polikistik over tanısı alan hangi kadınlarda tüp bebek tedavisi gerekiyor ve tüp bebek tedavisinin sonuçları nasıl oluyor?

“En sondan başlayalım.  Yumurta bolluğu her zaman iyidir bizim için. Yumurta bolluğunu severiz ama biraz önce söylediğim gibi bu durumun yönetilmesi gerekir. Yumurtası bol olan, polikistik overli bir kadın, eğer düzensiz adet görüyorsa yumurtlama problemi var demektir. Eğer erkekte bir problem yoksa ve tüplerle ilgili bir sorun bulunmuyorsa iki şey yapabiliriz. Ya  tüp bebek ya da kocasının spermi normalse genç kadını yumurtlatarak normal yollardan hamile kalması için çalışılır.

Kime tedavi yapalım, kime tüp bebek yapalım konusuna gelince. Kilosu az olana tedavi, kilo fazlalığı olanlara ise tüp bebek yapabiliriz. Polikistik overlilerin neredeyse yarısında kilo problemi vardır. Zayıf olan bir kadında yumurtalığı yönetmek kolaydır. İlaçlara, iğnelere küçük dozlarla başlayıp yavaş yavaş arttırmak suretiyle yumurtalıktan mantıklı sayıda yumurta elde edebiliriz. Yani iki tane olsun, dört tane olsun yumurta çıkartabiliriz. Kilolu olan kadınlarda bu kolay değildir. Çünkü kilolu olanlarda bir sürü yumurtanın oluşmaması için düşük doz tedavi uygulanır. Ancak düşük doz verdiğiniz zaman kilolu olan hasta grubunda tedaviye yanıt alınmaz. Dozu biraz arttırsanız dahi  yine sonuç elde edemezsiniz. Dozu arttırmaya başladığınızda ise 20-30 tane yumurtanın gelişip büyümesi gibi bir durum söz konusu olabilir. Ancak bu tercih edilen bir durum değildir.  Kilolu olan polikistik overli kadınlarda  tüp bebeği tercih ediyoruz. Çünkü tüp bebekte yumurtayı biz topluyoruz, embriyoları kendimiz yapıyoruz. Ve istediğimiz kadar embriyoyu yerleştirebiliyoruz. Fazlasını da dondurabiliyoruz. Yani kadın bir kere tedavi oluyor. Bir sürü yumurta çıkartıyor. O bir sürü yumurtadan biz istediğimiz kadar embriyo elde ediyoruz. Kadın bir daha tedavi olmuyor. Bu bir avantaj. Biz bir süre embriyoyu dondurup saklayabiliyoruz. Kadın ilk transferde gebe kalamasa bile bir sonraki tüp bebek denemesi bu dondurulmuş embriyolarla yapılabiliyor. Üçüncü çocuğunu dondurulmuş embriyolarla dünyaya getirip kalan embriyoları için “Ben artık başka çocuk istemiyorum. Artık saklamanıza gerek yok “ diyenler bile olabiliyor.

Polikistik overde en önemli problemlerden biri de “hiperstimülasyon sendromu”dur. Gebelik hormonu tedavide kullanılan ilaçlarla aynıdır.  İlaç tedavisinden sonra bir sürü yumurtanın çıktığı durumlarda yumurtalar giderek büyüyerek kadını çok ciddi yoğun bakım şartlarına muhtaç edebilir. Hele bir de kadın gebe kalırsa hayatı tehdit eden tablolar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla polikistik overdeki tedavi yaklaşımı bu yüzden son derece önemlidir.  Embriyoların bu saydığımız grup hastada yumurtalık rahatladıktan sonra bir sonraki ay transferi tercih edilebilir. Böylece kadının  sağlığı da, hayatı da riske atılmamış olur.”

TÜP BEBEK TEDAVİSİNE BAŞVURAN HASTALARDA ERKEK KAYNAKLI SORUNLAR DAHA FAZLA!  

İstanbul Tüp Bebek Merkezi'nin yurtdışı hasta deneyiminden yola çıkarak şunu öğrenmek istiyorum. Yurt dışından başvuran hastalar arasında kadın kaynaklı çocuk sahibi olamama problemlerinin oranı nedir? Ve bu oran içinde özellikle polikistik over sendromunun yeri nedir? 

“Çocuk sahibi olmaya engel teşkil eden kaynaklı problemler arasında polikistik over sendomunun neredeyse yüzde30 civarında olduğunu söyleyebilirim. Kuzey Avrupa'da durum farklı olabilir ama bizim coğrafyamızda, Akdeniz ırkında  böyle. Ancak polikistik overli kadınlar içinde yumurta rezervi yüksek olanlar daha fazla.  Yurt dışından  tüp bebek için merkezimize yapılan başvuralarda erkek kaynaklı sorunlar daha fazla.  Tüp bebek tedavisine ilk başladığımız dönemde, bir şema çizdiğimizde yüzde 55 kadın, yüzde 45 erkek derdik. Ama şimdi öyle değil. Günümüzde erkeklerdeki problemleri daha fazla. Bütün dünyada gün geçtikçe erkeklerde sperm sayıları, sperm hareketliliği azalıyor. Spermlerde şekil bozukluğu var. Aslında kadınlarda da yumurta azalıyor.  Dünya genelinde doğurganlıkta azalma var. Bu neden oluyor? Sağlıksız beslenme, stress, zararlı alışkanlıklar başlıca risk faktörleri. Dar giyinmek moda ama özellikle erkeklerde sperm sayısını azaltıyor. Oturarak yaşam, spor yapmamak sperm sayısını azaltıyor. Fast food tarzında abur cuburlarla beslenmek, gluteni bol besinlerle beslenmek sperm sayısını ve yumurta kalitesini bozuyor. Dolayısıyla bütün dünyada doğurganlık belirgin bir derecede azalıyor.   Bu nedenle tüp bebek tedavisine giderek daha çok insanın ihtiyacı oluyor.  Ayrıca hız çağındayız. Eskiden  “Bir probleminiz yok gidin bir 6 ay daha doğal yolla çocuk sahibi olmayı deneyin, sonra gelin” derdik. Çiftler gider 6 ay dener,  ondan sonra gerekirse gelirlerdi. Ben şahsen muayenehanemde tüp bebek denemeden önce 3 kere, 5 kere, 7 kere aşılama yaptıranlarla muhatap olurdum. Şimdi öyle bir şey yok. Kimse aşılama istemiyor. Çoğu çift. direkt tüp bebekle çözüme ulaşmak arzusunda. “Bizim çok vaktimiz yok. İşten izin alamıyoruz. Çok sık gidip gelemeyiz. İşlerimizden uzaklaşamayız. Bir denemede olacaksa olsun” tarzında bir yaklaşım sergiliyorlar. “Daha 3 aylık evlisiniz, biraz daha beklemenizi öneririz” diye yanıt verdiğinizde yine çoğu çiftin arzusu “Hızlıca tüp bebek yapalım. Bir an önce çözüme ulaşalım.” Dolayısıyla bugün artık tüp bebek daha çok tercih edilen bir tedavi oldu.”

Dediniz ki ,günümüzde artık erkeklerden kaynaklanan çocuk sahibi olamama problemleri daha yaygın. Başta Balkan ülkeleri olmak üzere yurt dışında çocuk sahibi olamama sorunu yaşayan, buna çare arayan, hatta “Türkiye'de tüp bebek tedavisine gitsek, hem de biraz tatil yapsak” diye düşünen çiftlere neler önerirsiniz? 

YURT DIŞINDAN TÜP BEBEK İÇİN BAŞVURANLAR GELMEDEN HANGİ TESTLERİ YAPTIRMALI?

“Bu tedaviye başvurmak isteyenlere önce bazı tahliller yapıyoruz.  Tahlillerin bir kısmı 1-2 günde çıkar  ama özellikle genetik tahliller başta olmak üzere bazı testlerin sonucu 1 ya da 2 ayı bulabilir. Dolayısıyla hastaların başvurduklarında asıl sorunlarının ne olduğunu anlatabilmeleri çok önemli. Daha önce sağlıksız bir bebekleri olduğu  için sağlam bir bebek mi yapmak istiyorlar? Yoksa sorunları sadece hamile kalamamayla mı ilgili? İstediğimiz belli tahliller var. Sperm tahlili mutlaka olacak. Rahim filmi mutlaka olacak. Karı-kocanın genel sağlık durumlarıyla ilgili testler olacak. Ailede sağlıksız bir bebek doğumu varsa ve bu bebeğin hastalığı bilinmiyorsa, bu bebekle ilgili anne ve babada gen sorgulaması yapılacak, gen haritası çıkarılacak ki, biz tüp bebek yaparken nelerle uğraşacağımızı bilelim.  Dolayısıyla karı-kocanın gen testleri de mutlaka yapılmalı. Tabii bunların sonunda yapılacak tedavinin maliyetini kendilerine bildirebilelim.  Çünkü “Biz çocuk istiyoruz tüp bebek yaptırmak arzundayız” ile  “Daha önce sağlıksız bir bebeğim oldu. Rahme bebeğe koydururken hasta mı değil mi diye baktıracağım” farklı tedavi yaklaşımlarını gerektiren ayrı sorunlardır. Bunların masrafları da ayrı olur. Sizin yani Health Bridge90 30 aracılığıyla bu tahlillerin sonuçlarını bize ilettiklerinde  tedavi, tedavinin süresi, maliyet gibi konularda çifte özel bilgiler verebileceğiz.”

İLETİŞİM, RANDEVU VE SORULARINIZ İÇİN

+90 (533) 096 72 73 +90 (533) 196 72 74 healthbridge9030@gmail.com