
Rahimle ilgili anomalilerin üreme sağlığına etkilerini ve bu konuda uygulanan tedavileri İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Doktor Aret Kamar anlatıyor. İşte, Op. Dr. Aret Kamar ile röportajımız.
Tüp bebek tedavisinde ve üreme sağlığıyla ilgili konularda Türkiye'deki mevzuat, yurt dışından gelen hastaların hangi alanlarda tedavilerine olanak veriyor? Yasalara göre Türkiye’de tüp bebek tedavisinde neler yapılabiliyor, neler yapılamıyor?
“Çiftler resmi nikahı olduktan sonra her şey yapılabilir. Ameliyat da yapılabilir, tüp bebek de yapılabilir. Tek şartımız var, çiftlerin resmi nikahlı olması ve bunu belgelemeleri. Tabii her ülkede durum biraz farklı olabiliyor. Bizim ülkemizde resmi nikahı gösteren evlilik cüzdanı var. Bazı ülkelerde sadece dini nikah yapılıyor. Kendi ülkelerinin dinamiklerine göre kabul edilen resmi nikahları varsa , bunun belgesi ellerinde mevcutsa, noterden çevirisini bize iletmelerini istiyoruz. Sonrasında tüp bebek deneyebiliyoruz.”
“YABANCI HASTALAR RESMİ NİKAHLIYSA TÜRKİYE’DE TÜP BEBEK TEDAVİSİ YAPTIRABİLİR, EMBRİYO DONDURABİLİR”
Türkiye, yumurta dondurma, sperm dondurma ya da embriyo dondurma konularında çok başarılı. Peki, yurt dışından tüp bebek tedavisi için gelen hastalarla ilgili bu konularda bir kısıtlama var mı?
“Evet var. Embriyo dondurma tüp bebeğin bir aşaması oluyor. Evli çiftler Türkiye’de tüp bebek yaptırabiliyor ve embriyolarını dondurtabiliyor. Ama yumurta dondurma ve sperm dondurma bekar olanların yaptırması gereken bir şey olduğu için rapor çıkartılması gerekiyor. Rapor için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasıyla bir eğitim araştırma hastanesine ya da üniversite hastanesine başvurulması gerekiyor. Raporda kişinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası istendiği için yabancı hastalar Türkiye’de yumurta ve sperm dondurma işlemini yaptıramıyorlar. Ancak yurt dışından gelen hastalar Türk vatandaşıysa bir problem yok. Çünkü bazıları çift pasaportlu oluyor. Yabancı hastalara ise sadece tüp bebek tedavisi yapılabiliyor”
Yani, embriyo transferi açısından yabancı hastalarla ilgili bir sıkıntı yok.
“Resmini nikah olduktan sonra bir engel yok.”
“GÜNÜNÜZDE EMBRİYO DONDURMA SİSTEMLERİ ÇOK GÜVENİLİR”
Peki, transfer edilecek embriyo sayısıyla ilgili, kadının yaşına göre değişen bir kısıtlama var mı?
“Var. Biz normalde bu embriyo sınırlamasını uyguluyoruz. Aslında embriyo sınırlaması kötü bir şey değil. Elbette, bizler için önemli olan şey, hastamızın hamile kalması. Ancak fazla embriyolarla gerçekleşen üçüz, dördüz gebelikler tüp bebek tedavisinin komplikasyonu sayılıyor. Dolayısıyla bizim ikiz bebekte bile bir soru işaretimiz var. Yani ikiz bebeği anne adayı taşıyabilir mi? Sağ salim doğurabilir mi? İki bebek de zamanında dışarıya çıkabilir mi? Erken doğurur mu? Anne adayı bunları doğuracağım derken tansiyonu yükselir de sağlığı tehlikeye girer mi? Dolayısıyla aslında ikiz bebek bile bizde yani olmasa daha iyi olur, tek bebek olsa daha iyi olur gibi baktığımız bir durum. Ancak yıllarca hamile kalmayan bir kadına “Bebeğiniz ikiz olacak” dediğimiz zaman çok mutlu oluyor, çok seviniyorlar. İkiz gebeliklerde yaşanabilecek problemleri çok net olarak bilmiyorlar. Dolayısıyla biz genç hastalarda, 35 yaşının altındaki hastalara mümkün olduğu kadar bir bebek yani bir embriyo verilmesini tavsiye ediyoruz.”
35 yaşının üstündeki kadınlarda ise yumurta kalitesi düşmeye başladığı için gebelik oranını azaltmamak amacıyla 2 embriyo transferini tavsiye ediyoruz. Kadının gebe kalması için 3 ya da 5 embriyo verelim tarzındaki yaklaşımları günümüzde yapmıyoruz. Eskiden bunu yapıyorduk. Çünkü dondurma teknolojisi çok iyi değildi. Embriyoları dörtlü paketlerde donduruyorduk. Yavaş dondurma denilen bir sistem vardı. Bir kişinin embriyosunu dondurmak 4 saat sürüyordu. 4 saat sırasında elektrikte ufak bir kesinti olsa o iş bozulabiliyordu. Dondurup da çözdüğümüz embriyoların yarısı sağlam çıksa çok mutlu oluyorduk. Düşünsenize şimdi bir yumurtası, iki yumurtası olan kadınlarda bir yumurta toplayıp spermle buluşturduktan sonra embriyoyu donduruyorsun. Bu şekilde biriktiriyorsun, biriktiriyorsun, biriktiriyorsun, sonra çözüyorsun. Onlara genetik test de yapabiliyorsun. Onları içeriye koyup gebelik de getirebiliyorsun. Ama şimdi geçmişteki gibi dondurup çözdüğün embriyoların neredeyse yarısının çöpe gittiği bir durumu düşün. O zamanlarda bu dondurma sistemleri gelişmediği için bu embriyoları koyalım da hamile kalsın, sonrasına bakarız diyorduk. Ama günümüzde dondurma sistemlerine güvendiğimiz için dondurduktan sonra içeriye mantıklı sayıda embriyo vermeyi tercih ediyoruz.
Bir kadının ayda bir hamile kalma şansı var. Yani diyelim ki genç bir kızdan bahsediyoruz, 30 yaşında. Bu kızın hamile kalma şansı her şey yolunda gitse bile yüzde 75'tir. 3 tane embriyo verirsek bu oran 100 olmuyor. 4 tane verirsek de yüzde 100 olmuyor. Fazla embriyo verdiğiniz zaman iki embriyodan sonra sadece çoğul gebelik olma ihtimalini arttırmaya başlıyorsunuz. Diyelim ki bir kızın 4 tane güzel embriyosu var. Bir seferde 4'ünü verdik, yüzde 75 şansı vardı. Gebe kalmazsa 4 embriyo boşa gitmiş oluyor. Ama biz bunları iki iki verirsek, ilk denemede yüzde 75, ikinci bir deneme içinde yüzde 75 başarı şansına sahip. Çünkü elimizde iki embriyosu bulunuyor. Dolayısıyla embriyoları içeriye ne kadar taksit taksit verirsek gebeliğe ulaşma şansı çok daha fazla oluyor. Onun için çok embriyo verme taraftarı hiçbir zaman değiliz.”
"TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN TÜRKİYE’YE BALKAN ÜLKELERİNDE ÇOK HASTA GELİYOR”
En çok hangi ülkelerden tüp bebek tedavisi için hastalar geliyor? Türkiye neden tüp bebek tedavisinde yurt dışında yaşayan çiftler için bir cazibe merkezi oldu?
“Bir çok ülkeye kıyasla Türkiye'de tüp bebek tedavisi daha uygun fiyatlarla başarıyla yapılmaktadır. Dolayısıyla Türkiye'ye komşu ülkelerden hem tedavi daha ucuz hem başarılı diye çok ciddi talep var. Balkanlar dediğimizde Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Arnavutluk, Makedonya ve Romanya’yı sayabiliriz. Balkanların yanısıra Ukrayna, Rusya, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'den de çok sayıda hasta geliyor. Özellikle Kuzey Afrika olmak üzere Afrika ülkelerinden de başvurular alıyoruz. Nijerya'dan dahi gelenler var. Bazı ismini bile duymadığımız ülkeler olabiliyor. Hatta haritada bakıyoruz, bu ülke nerede acaba diye? Türkiye tüp bebekte bir cazibe merkezi. Amerika'dan dahi gelinebiliyor. Çünkü Amerika'da bir tüp bebek tedavisi testlerle beraber yaklaşık 20 bin dolar civarında bir fiyata yapılıyor. Türkiye'de ise bunun neredeyse onda biri kadar bir fiyata. Şimdi burada kalmak için işleri uygun olanlar, Türkiye’ye tedavi için gelebiliyor. Biliyorsunuz pandemiden sonra evden çalışanlar zaten çoğalmaya başladı. Evde çalışıp işini götürebilenler Türkiye'ye gelip hem konaklıyor, hem tüp bebek yaptırıyor, hem tatil yapıyorlar. Otel konaklamaları da dahil olmak üzere ülkelerinde tüp bebek yaptırmaktan çok daha uygun bir fiyata tüp bebek tedavisi görüyorlar.”
“TÜP BEBEK TEDAVİSİ KİŞİYE ÖZELDİR, BU YÜZDEN SÜRE DEĞİŞİR”
Yunanistan'da yaşayan hastalar açısından soralım. Türkiye'ye gelmeyi düşünüyorlarsa kaç günlerini ayırmaları ve kaç kere Türkiye'ye gelip gitmeleri gerekiyor?
“Bir tüp bebek tedavisi transferle beraber aşağı yukarı 20 gün kadardır. Yani, yumurtanın büyüme süreci ve yumurta toplama 10-12 gün. Yumurta toplandıktan sonra embriyo gelişimi 4-5 gün. Transfer sonrası hastanın 1-2 gün dinlenmesi de dahil edildiğinde 20 günlük süreyi bulur bu. Tabii, bu süre kişiye özel değişiyor. Bazen yumurtası az olan kadınlarda biriktirmek gerekebiliyor. Bazı hastaların endometriyumu ya da hormonları çok elverişli olmuyor. “Bu ay size transfer yapmayalım. Gelecek ay yapalım” diyebiliyoruz. Genetik problemi olanlarda embriyolarınızı biriktirelim, önce hangilerinin sağlam olduğuna bakalım” diyebiliyoruz. Dolayısıyla bazı durumlarda tedavi biraz daha uzayabiliyor.
Erkekler burada kalmak zorunda değil, kadınlar tedaviye gelebilirler. Eğer yaşadıkları ülkelerde bir kadın doğum uzmanları varsa ve laboratuvar şartları da uygunsa direkt yumurta toplamaya da gelebilirler. Uzaktan sonuçlarını atıyorlar. Biz de onlara uzaktan tavsiyede bulunarak şöyle yapın, böyle yapın diyoruz. Yumurta hazır olduğunda transfer için gelebiliyorlar.
Herkesin tedavisi ayrıdır. Yani bir çifte özel yapılması gereken tedaviler farklıdır. Yunanistan’daki ve başka ülkelerdeki hastalar önceden sizinle irtibata geçerlerse, biz de onların test sonuçlarına bakarak nasıl bir tedavi uygulanması gerektiği ve ne kadar kalmaları gerektiği gibi konularda bilgilendiririz. Durumlarına özel yaklaşık tedavi süresiyle ilgili bilgilendirme yapabiliriz.”
KADINLARDA RAHİMLE İLGİLİ ANOMALİLERİN KAPALI AMELİYATLA TEDAVİSİ
Tüp bebek tedavisi eşittir, standart bir tedavi değil. Kişiye ve çifte özel yapılan bir tedavi. Kadınlarda rahimle ilgili şekil bozuklukları da var. Rahimle ilgili ne tür problemler, şekil bozuklukları gebeliğe engel teşkil ediyor? Bunların hangileri cerrahiyle, halk arasında “kapalı ameliyat” olarak bilinen laparoskopik cerrahiyle, hangileri yardımcı üreme teknikleriyle çözümleniyor ki, çiftlerde bebeklerini kucaklarına alma şansına kavuşuyorlar?
“Tüp bebek hastalarının bir kısmına cerrahi gerekebiliyor. Rahmin bebeği tutmasıyla ilgili bir sıkıntı yaratabilecek bir problem varsa bunu cerrahi ile düzeltmek lazım. Nedir bunlar? Bir kere endometrium dediğimiz iç tabakayı ilgilendiren problemler. Bunlar rahmin içine doğru büyümüş bir miyom olabilir. Rahmin içini etkileyen bir polip olabilir. İşte sizin dediğiniz gibi doğuştan bir şekil bozukluğu vardır. Orada bir perde vardır. Perdenin kesilmesi olabilir. Daha önce sezaryen olmuştur. Sezaryen yarası iyileşmemiştir. Onu temizlemek gerekebilir. Tüplerde bazen tıkanıklıklar olabilir. Hidrosalpenks diyoruz. Bu hidrosalpenks içindeki sıvıyı rahme akıttığı için bebeğin oraya tutunmasını engelleyebiliyor. Bunları bebeği yerleştirmeden evvel temizlemek gerekir. Bazen rahim duvarında miyomlar, yumurtalıkta kistler ve çikolata kistleri olabiliyor. Rahat yumurta toplayabilmek için bunları da temizlemek gerekebiliyor. Bizim bir avantajımız var. Sizin dediğiniz gibi bunları kapalı ameliyatlarla yapabiliyoruz. Yani hasta geldiği gün ameliyat olup ertesi gün ülkesine dönebiliyor. Eğer yapılması gereken bir ameliyat varsa ki, çoğunu rahim filminde ve ultrasonda görüyoruz. Yumurta toplarken hasta uyuduğu sırada biz düzeltilmesi gereken şeyleride düzeltiyoruz. Hasta ertesi gün memleketine cerrahi probleminden kurtulmuş ve yumurtasını toplatmış olarak gidiyor. Sonra embriyoların ve uygulanan ameliyatın durumuna göre 2-3 ay sonra transfer edebilmek üzere hastayı buraya çağırıyoruz.”
Sohbetimizin sonuna geldik. Özellikle komşu ülke, dost ülke Yunanistan'dan rahimle ilgili bir sorunu olan, şekil bozukluğu olan kadınlara neler öneriyorsunuz? Bazen tüp bebeğe gerek kalmadan, laparoskopik cerrahi ile var olan sorunun düzeltilmesiyle doğal yolla da gebelik şansı oluyor değil mi?
“Bize ultrason raporlarını ve çekilmiş olan rahim filmlerini bir şekilde sizin aracılığınıza iletebilirlerse, yurt dışındaki hastaların durumlarına özel neler yapılması gerektiği konusunda ön bilgi verebiliriz. Eğer cerrahi tedavi gerekiyorsa, diğer tahlillerine de bakarak sadece bunu düzeltmek onları çocuk sahibi yapmaya yeter mi? Yoksa bu sorunun düzeltilmesiyle beraber başka tedaviler de uygulanması gerekir mi? İşte tüm bu konularda yabancı hastalara Türkiye’ye gelmeden önce bilgilendirme yapabiliyoruz”