Yurt Dışındaki Hastalar İçin Tüp Bebek Tedavisinin Aşamaları

Yurt dışındaki bir hasta Türkiye'de tüp bebek tedavisi olmaya karar verdiğinde süreç nasıl işliyor, neler yapılıyor gibi konularda merak edilen soruların yanıtlarını İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi'nden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Aret Kamar'dan alacağız. 

TÜP BEBEK İÇİN HANGİ ÜLKELERDEN HASTALAR TÜRKİYE’YE GELİYOR?

Türkiye özellikle tüp bebek tedavisinde dünyada sağlık turizminde çok önemli bir yerde. Türkiye'ye tüp bebek tedavisi için en çok hangi ülkelerden hastalar geliyor?

“Balkan ülkelerinden, Kuzey Irak, Suriye, İran, Azerbaycan gibi ülkelerden tüp bebek tedavisi olmak için Türkiye’ye pek çok hasta geliyor. Afrika’dan özellikle  Cezayir, Fas ve Tunus'tan gelenler de oluyor. Yani yakın coğrafyada olan ülkelerden çok ciddi bir rağbet var. Amerika'dan da gelen hastalar oluyor.  Çünkü Türkiye bu tedavinin iyi ve daha uygun fiyatlarla yapılabildiği bir ülke. Bugün Avrupa'da özellikle yakın coğrafyadaki ülkelerde  Türkiye’dekinin yaklaşık iki katı fiyata  tüp bebek yapılıyor. Dolayısıyla hem daha uygun fiyatlarla iyi bir hizmet almak hem de başarılı sonuç elde etmek için başvuruyorlar. Ülkelerinde tüp bebek denemelerinde başarısız olan ve bu yüzden Türkiye’ye gelen çiftlerin sayısı da azımsanmayacak kadar çok.”

TÜP BEBEKTE BAŞARI KADININ YAŞINA GÖRE DEĞİŞİR

Peki Türkiye'de tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını batılı ülkelerle kıyasladığımızda nasıl bir sonuç ortaya çıkıyor?

“Aslında diğer branşlarda olduğumuz gibi tüp bebekte de başarılıyız. Tabii ki, başarı oranı değişir. Mesela nelere göre değişir? İlk olarak kadının yaşına göre değişir. 40’lı yaşlarda embriyo transferi yapıldığı zaman yüzde 35-40 civarında bir gebelik oranından bahsedilmektedir. 43'lü yaşlarda bu oran yüzde 20'lere kadar inebilir. 43'ten sonra ise yüzde 10'lar civarında bir gebelik şansı söz konusudur. Buna karşın  genç yaşlarda olan kadınlarda eğer ekstra bir faktör yoksa,  başarı şansı yüzde 75'leri  bulabilir. Birinci faktör yaş, ikincisi ise  kadınlardaki yumurta sayısıdır. Bir seferde 25-30 yumurta veren bir kadınla 2 yumurta veren bir kadının gebelik şansı aynı olmaz. Az yumurtası olanlar kadınlar biraz daha fazla uğraşmak zorunda kalırlar. Peki, biz bu kadınlara nasıl bir tedavi yapıyoruz? Belli aralıklarla yaptığımız işlemde her seferinde  ikişer, üçer yumurta toplayarak önce elimizde bir bebek havuzu yapıyoruz. Sonra o embriyolarının içinden iyi olanlarını transfer edip gebelik elde etmeye çalışıyoruz. Gebelik şansında erkeğin sperm sayısı da önemlidir. Spermi bol olan erkekler var, zorlukla da olsa çok az bulduklarımız var, dışarıda sperm olmayıp yumurtalıktan bulduklarımız var. Bunların hepsi şansı etkileyen faktörler. Bir de  rahime yapılan cerrahiler, doğuştan rahmin iç tabakasının çok iyi oluşmaması, gelişmemesi ya da kalınlaşmaması  gibi faktörlerde gebelik şansını etkiliyor. Ancak  dediğim gibi genç yaşlarda gebelik şansı  yüzde 75'lere kadar ulaşabiliyor.”

TÜRKİYE, TÜP BEBEK TEDAVİSİNDE BAŞARI ORANLARI VE UYGUN FİYATLA ÖNE ÇIKIYOR

Dolayısıyla tüp bebek Türkiye'de yurt dışındaki ülkelere göre daha cazip. Hem fiyat olarak daha cazip hem aslında biz doğurmayı seven bir ülke olduğumuz için cazip. İnsanlar çocuk sahibi olsunlar diye canla başla uğraşan bir ülkeyiz. Türkiye bir hizmet ülkesi. Avrupa'da  bir yerlere gidildiğinde genelde “Paramı verdim, hizmetimi satın aldım” şeklinde bir ilişki tarzı dikkat çekiyor. Yani bir lokantaya oturduğunuz zaman garson sadece görevini yapıyor. Türkiye gibi,  “Müşteriyi memnun edelim, Aman bizden iyi ayrılsın, bir sıkıntısı olmasın” gibi bir hizmete çoğu yerde şahsen ben rastlamadım. Türkiye, bu açıdan bakıldığında tam anlamıyla bir hizmet ülkesi. Bunların hepsini birleştirdiğiniz zaman daha yüksek gebelik oranları, daha uygun fiyatlar,  güler yüzle hizmet veren insanlar  nedeniyle yabancı hastalar arasında tercih  edilen bir ülkeyiz.”

KARI KOCANIN İLK GÖRÜŞMEYE BİRLİKTE GELMESİ ÖNEMLİ

Tüp bebek tedavisi için Yunanistan başta olmak üzere Balkan ülkelerinden gelecek bir çifti düşünelim. Üreme sağlığıyla ilgili bir problem yaşadıklarını farz edelim. İlk başvuruda erkeğin eşiyle birlikte gelmesi gerekli mi?

“İdeal olan karı kocanın ilk seferde birlikte gelmeleridir. Çiftler  bir günlüğüne beraber gelebilirler. İlk olarak bu çiftin çocuk sahibi olmasını olumsuz etkileyecek ne var diye bakıyoruz. Kocasıyla ilgili bir sorun var mı? Erkeğin önceden bir tedavi olmasına gerek var mı? Sperm dışarıya geliyor mu ya da yeterli mi? Spermi dışarıya gelen spermden mi kullanacağız? Yoksa yumurtalıktan mı alıp kullanacağız? Öncelikle bunları anlamaya çalışıyoruz. Erkeğin bir kere bir gelip sperm tahlili vermesi, bir de bizim istediğimiz kan tahillerini yaptırması yetiyor. Kadından ultrason istiyoruz.  Rahminde ve yumurtalıklarında doğuştan gelen bir problem var mı, yumurtalıklar bize kaç yumurta verebilecek  diye bakıyoruz. Bunları biz ultrason muayenesiyle anlayabiliyoruz. Tedaviden önce düzeltilmesi gereken gereken miyom, polip, rahmin içini etkileyen perde gibi şeyler var mı? Bunlara da bakıyoruz. Ardından rahim filmi çektiriyoruz. Rahim filmi ülkemizde çok iyi bir şekilde çekiliyor. Yurt dışından gelen filmlerin bir kısmı maalesef çok tatmin edici olmuyor. Zaten yurt dışında birçok yerde de çeşitli nedenlerle rahim filmi çekilmiyor. Genellikle endoskopi yapmayı yani rahmin içine kamerayla bakmayı, tüplere veya rahime laparoskopi ile bakmayı daha çok tercih ediyorlar. Bu daha masraflı ve anestezi gerektiren bir durum. Buna karşın iyi çekilmiş bir rahim filminde çok ince ayrıntıya kadar görebiliyor, rahmin içine embriyo transfer edildiğinde bebeğin tutunmasını etkileyecek bir problem var mı yok mu  diye tespit edebiliyoruz.  Daha önce düşük yapmış, gebelik kaybı yaşamış ya da sağlıksız bebek dünyaya getirmiş kadınlarda genetik araştırma da yapılıyor. Dolayısıyla ilk kontrolde çiftin bize anlattıklarına göre hangi tahlilerin yapılması gerektiğine karar veriyoruz ve kan tahlilleri, rahim filmi, gerekirse genetik için kan verme, sperm testi  gibi her şeyi  bir günde hallediyoruz. 

Yurt dışından gelen hastalar bundan sonra ülkelerine dönüyorlar. Sonrasında kadının tek başına gelmesi yeterli. Çünkü kadın adetliyken geldiği zaman yumurta toplama zamanına kadar bir 10-12 gün geçiyor. O süre zarfında bizim erkeğe ihtiyacımız yok. Erkekler genellikle çalıştıkları için uzun süre işlerini bırakamıyorlar. Dolayısıyla kadın burada kalabiliyor. Bir diğer alternatif ise  tedaviye karar verildikten sonra eğer bölgelerinde güvendikleri, iyi bildikleri bir kadın doğum uzmanı varsa ve bizim her kontrolde yaptığımız estradiol ve progesteron hormonlarını alabiliyorsa  biz hastalarımızın test sonuçlarını uzaktan takip edebiliyoruz. “Yumurta toplama aşamasına kadar ülkenizde kalabilirsiniz” opsiyonunu da sunuyoruz. Biraz önce de söylediğim gibi  biz bir hizmet ülkesi olduğumuz için hastayı, sonuçlarını çok yakından takip ediyoruz.  Kan testi sonucu 2-3 saatte çıkmadığı zaman laboratuvarı telefonla arayıp, “Sonuç daha niye çıkmadı?” diye arayıp takip ediyoruz. Yurt dışında birçok yerde ise kanı bugün veriyorsunuz, sonucu 3-4 gün sonra çıkıyor. Şimdi sonuç  3-4 gün sonra çıktığı zaman, “Ne yapılacak? Ne zaman toplanacak? gibi konularda 3-4 gün geriden geliyoruz demektir. Dolayısıyla Almanya'da dahil yurt dışında bir çok yerde kan testi yaptırdığın zaman anında sonuç alamıyorsun. Ancak  bu testler eğer yapılabiliyorsa ve hızlı sonuç veren bir merkezle çalışıyorlarsa,  karı koca gelmeden ülkelerinde tedavi olup, direkt yumurta toplamaya ya da transfere buraya gelebiliyorlar.”

TÜP BEBEK ÖNCESİNDE HANGİ HASTALIKLAR ARAŞTIRILIYOR?

Peki, ilk başvurduklarında çiftlerin öyküsünü alırken araştırdığınız belli hastalıklar var mı?

“Tabii, genetik geçişli hastalıklar var. Biliyorsunuz tüp bebek sadece çocuk sahibi olmak için yapılan bir tedavi değil. Tüp bebek aynı zamanda daha önce hastalıklı bir bebek dünyaya getiren kadınlarda sağlıklı bir doğum için başvurulan da bir tedavidir.  Yine farzedelim karı koca Akdeniz ülkelerinde yaygın talasemi taşıyıcısı ise ve bebekleri talasemili olsun istemiyorlarsa, tüp bebek, embriyoyu transfer aşamasından önce bunların araştırılıp, ayıklanabildiği bir yöntemdir. Aynı şey SMA taşıyıcıları içinde geçerlidir. Dolayısıyla bize başvuran çiftlerde hamile kalmama sebeblerini detaylı inceliyoruz. Gelişmemiş, doğum sırasında ya da doğumdan birkaç sene sonra vefat etmiş bebek öyküsünü de araştırıyoruz. Kadının ve erkeğin taşıdıkları genetik hastalıklarla ilgili ayrıntılı bir araştırma yapıyoruz. Eğer kadın ve erkek aynı hastalığı taşıyorlarsa PGD işlemi yapıp bebeğe hastalık geçmesin diye de yardımcı olabiliyoruz.”

TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN AŞAMALARI

Şimdi biraz da çoğu kişinin merak ettiği “döllenme ve embriyo transferi” aşamalarını konuşalım. Bize tüp bebeğin aşamalarından bahseder misiniz? Bunlar nasıl yapılıyor, çiftlerin ne kadar zamanlarını alıyor? 

“Öncelikle tahliller yapılıp, nasıl bir tedavi yapılacağına karar veriliyor.  Tüp bebeğin birinci aşaması, yumurtaların büyütülmesidir. Bazı kadınların yumurtası boldur.  Bazı kadınlarda genetik bir hastalık nedeniyle embriyoların sağlam mı diye bakılarak ayrılmaları gerekir.  Bu tür durumlarda “yumurta da embriyo da bol olsun ki, sağlıklı olanını ayırt etme şansımız yüksek olsun” yaklaşımıyla iğne tedavileri yapılır. Bu iğnelerle yumurtalar çoğaltılmaya çalışılır. Bir de yumurtanın az olduğu hastalarda var. Bunların bir kısmı genç yaşlarına rağmen yumurtanın az olduğu hastalar. Diğer tarafta yaşı büyük ve yumurtası azalmış hastalarda var. Bu gruptaki kadınlara iğne tedavisi yapılmıyor.  Yumurta büyütmek için biz genellikle hapları tercih ediyoruz. Yani, doğal tedavi yapıyoruz. “Çok yumurta olmayacak ama bari yumurta iyi olsun”  diye uğraşıyoruz. Dolayısıyla bu yumurtaların büyütülmesi aşaması 10-12 gün kadar sürüyor. Az öncede ifadeettiğim gibi  yurt dışından tedaviye gelen hastaların burada beklemesine gerek yok. Sonraki aşaması ise yumurta toplama.  Yumurta toplama işlemi sırasında yine  karı koca burada olmak zorunda. Çünkü yumurta toplandıktan sonra erkekte sperm veriyor ve biz o yumurtalarla spermleri birleştiriyoruz.”

Yumurta toplama işlemi genel anestezi altında yapılan ağrısız bir işlem. Hasta randevu verilen saatte geliyor, yumurtaları kontrol ediliyor. Sonrasında ameliyathaneye alınıyor, anestezi alıyor ve yumurtalar toplanarak laboratuadar değerlendiriyor. İşte o sırada erkek de spermini vermiş oluyor. Ayıklanan, temizlenen spermler yumurtalarla birleştiriliyor. Buna “mikro injeksiyon’ deniyor. Mikro enjeksiyondan sonra da enkübasyon dediğimiz, bu döllenmiş yumurtaların laboratuvarda bekledildiği ve gelişimlerinin takip edildiği aşama var. Embriyonunun gelişimi sağlandıktan sonra hastanın durumuna göre transferle ilgili iki yaklaşımdan birini uyguluyoruz. Bazı hastalarda embriyoyu yumurtanın toplandığı ayda hemen taze transfer yapmayı tercih ediyoruz. Bazı kadınlarda da embriyoları dondurup, sonrasında transfer edilmesini sağlıyoruz. Embriyo transferi  genel anestezi kullanmadan yapılan basit, ağrısız bir işlem.”

EMBRİYO TRANSFERİ SONRASINDA HASTA UÇAK YOLCULUĞU YAPABİLİR

“Peki, biz embriyo transferinde nelere dikkat ediyoruz? Rahmin kalınlığı iyi mi? Adetten itibaren transfer zamanı gelene kadar hormon değişimleriyle ilgili bir sıkıntı yaşandı mı? Embriyolar transfere uygun mu? Bu üç konuda bir sorun yoksa ve  annenin de genel sağlık durumu iyiyse, örneğin grip değilse, bir problemi, kanaması yoksa, embriyolar rahmin içerisine naklediliyor. Embriyo transferi sonrasında hastalar yarım saat dinlendirilir. Sonra kesinlikle hareket etmemelisiniz, hemen memleketimize dönmemelisiniz, yerimizden kıpırdamamalısınız gibi bir şey yok. Hastalar yaşadıkları şehire dönebilir. Türkiye’de yaşayan hastalarımız arasında  uçağa binip Van'a giden bile var. Sonuçta Yunanistan'a gitmek çok daha kolay. Yunanistan’a karayoluyla, arabayla da gidilebiliyor. Dolayısıyla embriyo transferi sonrasında yolculuk yapmanın hiçbir sakıncası yok.”

Yunanistan’dan gelen bir hastanın Türkiye'de tüp bebek tedavisi yaptırdığını düşünelim. Tüp bebek başarıyla sonuçlandı. Bu hasta doğumunu Türkiye'de yaptırmak zorunda mı yoksa bebeğini Yunanistan'da ya da bulunduğu ülkede de dünyaya getirebilir mi?

“Tüp bebek tedavisiyle hamile kalan Türkiye’deki hastaların büyük çoğunluğu zaten doğumlarını bizde yapmıyor. Tedavisini üstlendiğimiz tüp bebek hastaları içinde doğumlarını mutlaka bizim yaptırmamızı isteyenlerin oranı yüzde 10’u buluyor. Kalanların hepsi bebeklerini dünyaya getirmek için ya yaşadıkları şehire ya kendi ülkelerine gidiyor. Biz ayda 200-250 hastanın hamile kalmasını sağlayan bir kliniğiyiz. 200-250 kişi içinde her gün 3 kişinin doğum yaptığını düşünün. Böyle bir doğum trafiğinde bizler buraya gelipde hasta bakıp, tedavi yapacak zaman bulmakta zorlanırız.  Gebelik takiplerinde bazı özel şeylere dikkat edilmesi gerekiyor. Bulundukları şehirde ya da ülkede gebelik kontrollerini yaptıran anne adaylarının muayene ve test sonuçlarını yakından takip ediyor, onlara gereken yönlendirmeleri yapıyoruz.”

İLETİŞİM, RANDEVU VE SORULARINIZ İÇİN

+90 (533) 096 72 73 +90 (533) 196 72 74 healthbridge9030@gmail.com